Satın alma süreçlerinde en çok duyduğumuz cümlelerden biri:
“Bu kadar prosedür şart mı? İşimiz yavaşlıyor!”
Haklılık payı var. Onay süreçleri, kontrol ve şeffaflık için kritik ama bazen gerçekten hantallaşıyor. Özellikle hız ve çevikliğin ön planda olduğu bir dünyada, bu süreçler işi kolaylaştıran bir güvenlik ağı mı, yoksa bir fren mi?

Neden Zorlayıcı Hale Geliyor?
- Çok Katmanlı Onaylar: Gereksiz imza zincirleri.
- Dijital Eksiklik: Hâlâ e-posta ve Excel ile ilerleyen süreçler.
- Hız Baskısı: “Müşteri bekliyor, hat duruyor hemen sipariş geçmeliyiz!”
Bu noktada kritik soru: Prosedür mü yanlış, yoksa uygulama mı?
Riskleri Unutmamak Gerek
Onay süreçlerini tamamen kaldırmak kulağa cazip gelebilir ama:
- Yetkisiz Harcamalar → Bütçe aşımı.
- Uyumsuzluk → Denetim ve yasal sorunlar.
- İtibar Kaybı → Kurumsal güven zedelenmesi.
Çözüm: Yalınlaştır, Dijitalleştir, Hızlandır
- Gereksiz Adımları Kaldır: Her onay gerçekten gerekli mi?
- Rol Bazlı Yetkilendirme: Doğru kişi, doğru anda devrede olsun.
- Dijital Onay Mekanizmaları: ERP, e-procurement, otomatik bildirimler.
Son Söz
Onay süreçleri bir engel değil, doğru tasarlandığında çevik bir güvenlik ağıdır. Ama kabul edelim, bazen bu ağ örümcek ağına dönüşüyor.
Sizce onay süreçlerini nasıl daha yalın ve hızlı hale getirebiliriz? Yorumlarınızı bekliyorum!
Bir yanıt yazın