Adam Fawer, Pennsylvania Üniversitesi’nin ekonomi bölümünden mezun olmuş, istatistik bölümünde yüksek lisanstan sonra MBA yapmıştır. Kariyeri boyunca Sony Müzik, J.P Morgan, yakın zamanda da About.com gibi çeşitli firmalarda çalışmıştır. İlk romanı Olasılıksız şimdiden beş dile çevrilmiştir. Fawer, karısı Meredith, oğlu Phineas ve beslediği birçok balıkla birlikte halen New York’ta yaşamaktadır.
Halen yaşadığı ve henüz iki kitabı olduğu için olsa gerek, yazarın biyografisi hakkında daha ayrıntılı bilgi maalesef edinilememektedir. Ancak, bunun yerine gözlerimizi edebi kişiliğine çevirdiğimizde, hakkında kendi sözleriyle daha fazla bilgi edinebiliyoruz:
Ben sizin tipik romancılarınızdan değilim. Romanımı HarperCollins’e satmadan önce hiç profesyonel olarak yazmamıştım. Üniversitede İngilizce uzmanı değildim bile. Aslında bunun tam tersiydim. Her zaman düzenli yazsam da, kendimi hep sayıların adamı olarak gördüm. Böylece sayısal bir alan seçtim ve ekonomi eğitimi aldım.
Görüldüğü gibi yazar yazmayı sevse de kendini sayısal alanda daha yetkin görmüş ve bildiğimiz kadarıyla seçtiği yolda da başarılı olmuştur. Çalıştığı şirketlerde yükselmiş ve iyi paralar kazanmıştır.
Hep istediğimi sandığım her şeye sahiptim. Her şey, gerçekten sevdiğim bir meslek hariç. Sonra iyi bir arkadaşım, Stephanie Williams beni aradı ve hayatımı sonsuza dek değiştirecek bir haber verdi. Ona son aşamaya gelmiş göğüs kanseri teşhisi konulmuş. Bu üniversiteden eski arkadaşınızdan duymayı bekleyeceğiniz bir haber değil. (Özellikle de sadece otuzundaysa) Bu haber beni oldukça sert çarptı ve hayatımı yeniden değerlendirmemi sağladı. Kulağa bayat geliyor biliyorum, ama doğru. Babam nefret ettiği bir işte neredeyse yirmi yıl çalıştıktan sonra daha 49 yaşındayken kanserden öldü. Kaderimin onunkiyle aynı olmasını istemiyordum.
Kaderinin anne ya da babasıyla aynı olmasını birçok yetişkin istemez. Kimse ailesinin hatalarına düşmek istemez. Fawer da babasının hatalarından ders almış gibi görünüyor ve sözlerini normal bir çocukluk geçirmediğini, 6 yaşındayken iki gözünde de korneada hasar oluşturan nadir bir hastalığa yakalandığını ve sonraki on yılını hastanelerde geçirmek zorunda kaldığını, bu zor zamanlarında tek sevdiği şeyin hastanede körler için banta okunmuş romanları dinlemek olduğunu anlatarak sürdürüyor. O yaşlarda diğer çocuklar gibi polis veya astronot değil, yazar olmakmış hayali.
Stephanie’yle konuştuktan sonra işimi bırakmaya ve yazar olmak olan çocukluk hayalimin peşinde koşmaya karar verdim. O da her zaman bir romancı olmayı istediği için (ki ödül kazanmış bir dergi yazarıydı) bir anlaşma yaptık. İkimiz de yazımızı tamamlayana kadar her gün birlikte yazacaktık. Ertesi gün metroyla onun yaşadığı Brooklyn Heights’a gittim, birlikte Starbucks’a yol aldık (her birimizin dizüstü bilgisayarları dikkatlice koltukaltımıza sıkıştırılmış bir şekilde), fişe taktık ve yazmaya başladık.
O gün yaklaşık iki saat yazan iki arkadaş karar verdikleri gibi her gün birlikte yazmaya devam etmişler. Yaklaşık bir ay boyunca hiç aksatmadan her gün yazıyorlar; fakat daha sonra Stephanie’nin rahatsızlığı artmış ve hastaneye yatmak zorunda kalmış. Fawer ise her gün yazmaya devam etmiş. Bir yıl sonra 2003’te romanını tamamlayan Fawer romanını tanınmış bir yayınevine vermiş, Stephanie ise bir arkadaşı tarafından kurulmakta olan yeni bir yayınevine vermeyi tercih etmiş. 2004’te kitabı basılan Stephanie o gün için hayatındaki en mutlu günü olduğunu söylemiş fakat iki hafta sonra hastalığına olan savaşını kaybederek vefat etmiş.
Stephanie bana sevdiğim işi yapmanın ne kadar önemli olduğunu görmemde yardım etti çünkü ne kadar zamanın kaldığını asla bilemiyorsun. Şimdi artık ben tam zamanlı bir yazarım.
Görüldüğü gibi yazar daha önceki işinde yükselmiş ve iyi para kazanmış olsa da sevdiği işi yapmanın yerini hiçbir şeyin tutamayacağını söylemekte.
Türkiye’de Nisan 2006’da ilk basımı çıkan OlasılıkSız o kadar ilgi görmüştür ki, ardından yayımlanan Empati isimli kitabı ilk olarak Türkçeye çevrilmiş ve ilk Türkiye’de yayımlanmıştır.
Kaynaklar:
- M.J. Rose. “Adam Fawer’s backstory for Improbable”.
- http://mjroseblog.typepad.com/backstory/2005/02/adam_fawers_bac.html
- Stefanie Hollmichel. “An Interview with Adam Fawer”.
- http://somanybooks.blogspot.com/2005/03/interview-with-adam-fawer.html
- Phil. “A Few Questions To Adam Fawer of Improbable”.
- http://collectedmiscellany.com/2005/03/a-few-questions-to-adam-fawer-of-improbable/
Hülya der ki
Çok ama çok etkileyiciydi… başka kelime bulamıyorum.
elifcan der ki
olasılıksız süperdi bayıldım hele empatiye diyecek söz bulamadım
bahar der ki
olasılıksızı çok beğendim bugün de empatiyi alıcam okuduktan sonra yorum yaparım artık 🙂
arzu der ki
olasılıksız için hayatımda okuduğun en iyi kitap diyebilirim empati de çok güzel kesinlikle tavsiye ediyorum ama adam fawer ın kitaplarında her 2sinde de psikolojik olarak rahatsız insanları ele alıyor sanırım bu da onun tarzı neyse işte her 2 kitap da çok güzeldi…
aysen.. der ki
ben fen edeiyat fakültesi ögrencisiyim ilgi alanımda yer alan bilimsel açıklamalar cok güzel ifade edilmiş..ayrıca kitaplar kurgu we bilimle birlesince ortaya harıka eserler cıkmiş ..herkese awsiye ediyorum okumadıysanız bence beklemeyin cok memnun kalıcaksınız..
büşra der ki
olasılıksız süper kütüphaneden enpatiyi alıcam
hicran der ki
kitabın ikiside süperdi 12 yaşındaki oğlum bile elinden bırakamadı ve bitirdi herkesin okumasını tavsiye ederim
Mustafa Akar der ki
Olasılıksız Mükemmeldi Empati İçin Aynı Şeyleri Söylemiyecem Malesef Empati Daha Çok Felesefe Üzerine Yazılmış Ve İnsanların Aklında bi çok Soru İşareti Bırakıyor Din Hakkında Evren Hakkında ben kitap Olduğu İçin Ciddiye Almadım Okumakta Olan Ve Okuyacak Arkadaşlar Dikkat Edin
eda der ki
kitapların ikiside harikaaaaaaaaaa o kadar kalın olmalarına rağmen iki günde bitirdim 3 kitabıııııııı istiyoruz herkese tafsiye ederim süpeeeeeeeeeerrrrrrrrrrr
ahmet der ki
gerçekten çok güzel…keşke sayfalar sonsuzluğa uzansa bende hep okusam idi…
Filiz der ki
mükemmel bir yazar.. iki kitabı da cok cok cok guzel. devamı gelsin, sabırsızlıkla bekliyorum.
şakir der ki
adam king abicim bırakamdım kitabı elimden olasılıksız süper 1 kitap
yeşim der ki
olasılıksızda empati de çok süperdi elimden bırakamadım. kitapların devamını sabırsızlıkla bekliyorum …
mehmet der ki
arkadaşlar olasılıksız kitabi çok ama çok güzeldi okumayanlar okusunlar bence süperdi…caine ve nava karakterlerini çok beyendim ben 12 yaşındayım kitap okumayı pek sevmezdim ama ama adam faverin bu kitabı beni kitaplara bagladı reesmem 472 sayfalık kitabi 1.buçuk günde bitirdim harikaydıı..
arzu der ki
adam fawer in kitapta ki kugusuna, olayların akışına, kaptırmsına hayran kaldım..nefes nefese her cümlesini ilgiyle okudum..harika ötesi bir kitap
ali der ki
Bence bu adam laplacein şeytani ve birşeyler biliyor yoksa bu kadar buyuk bir kurgu yapamaz….
emine sunal der ki
başı her ne kadar sıkıcı olsada sayfa 100 den 150 den sonra roman bir film gibi okunuyor …
umarım başka romanlarda çıkarır adam fawer..
züleyha der ki
gerçekten mükemmeldi iki kitapta aynı şekilde fakat empati biraz daha çekiciydi
misafir der ki
soluksuz okuduğum iki roman. hayal gücü mü yoksa gerçek mi?