Shakespeare’in Hamlet, Macbeth, Othello, Kral Lear Adlı Tiyatro Oyunları
Shakespeare’in bu dört eseri de birer trajedidir. Trajedi türünün temel özelliği de insana ait olumsuz bir değerin olumlu bir değeri ya da iki olumlu değerden birinin diğerini yok etmesidir.
Hamlet, Macbeth, Othello, Kral Lear, her biri ahlaki değerlere sahip; ama aynı zamanda hepsinin birer tutkusu da vardır. İşte sahip oldukları bu değerler ve tutkuları arasında yaşadıkları ikilemler onları deliliğe sürüklüyor. Adeta büyük bir savaşın ortasında kalıp hangi tarafı seçeceklerine karar veremeyip en sonunda iki grubun ortasında can veriyorlar, nomos ile physis arasındaki çekişme.
Hamlet annesinin, babasının katili ve aynı zamanda amcası olan adamla evlenmesi ve kral olan babasının hayaletinin ona intikam yemini ettirmesi nedeniyle sorunlar yaşıyor. Hamlet’in asıl sorunu ise annesini kıskanması; çünkü bir hayaletin gelip kulağına bir şeyler fısıldaması, aslında Hamlet’in yarattığı bir hayal, daha doğrusu bir çeşit şizofreni olmalıdır. Hamlet’in amcasını öldürme planlarını hep kendi kendine konuşarak yapması da bu varsayımı destekliyor. Sonuçta Hamlet annesini kıskanıyor ve bu nedenle amcasını öldürmek istiyor; fakat bunu yapıp yapmama konusunda içine düştüğü ikilem, onun çıldırmasına neden oluyor.
Othello, Hamlet ile aynı psikolojik sorunlara sahiptir. Hakim olan duygu ise yine kıskançlık ve tutkulu aşktır. Othello, aynı Hamlet’in amcasını öldürememesinin onu deliliğe sürüklemesi gibi, kıskançlık yüzünden deliliğe sürükleniyor. Siyahi olmasına rağmen çok sevdiği, güzel, beyaz bir bayanla evlendiğinden dolayı güvensizlikleri var ve bu güvensizlik, Othello’nun yaverliğe atadığı Cassio’nun yerine geçmek isteyen Iago tarafından kullanılıyor ve kıskançlık krizinden karısını öldürüyor. Kandırıldığını anladığında ise vicdan azabından kendini öldürüyor.
Macbeth’i etkisi altına alan duygu güç arzusu ve hırstır. İçine düştüğü çelişki ise kralı öldürüp yerine geçmek ile kaderi beklemek arasındadır. Tabii bir de karısının korkaklık suçlaması var. Kralı öldürüp yerine geçtikten sonra da arkadaşını kıskanıyor, onu ve tüm soyunu öldürmeye çalışıyor. Yani güç tutkusu için tüm ahlaki değerlerini terk ediyor. Sonu ise cadıların onu kandırmasıyla ölüm oluyor.
Kral Lear, kral olarak görülmenin zevkini çıkarmak isteyen, ancak sorumluluklarını üstlenmek istemeyen biri. Bu yüzden sorumluluklarını kızlarına devretmek istiyor ve bunun için üç kızının ona olan sevgisini dile getirmesini istiyor. Onu en çok seven kızı ise ona olan sevgisinin ifade edilemeyecek kadar çok olduğunu söylediğinde, tatmin olmuyor ve süslü sözler söyleyen iki kızına ülkesini paylaştırıp diğerini kovuyor. Sonrasında yaşananlar ise ortada. Yani o da ihtirasları uğruna kendisi ve sevdiklerine zarar veriyor.
Tüm bu dört eserinde de Shakespeare, insanların çeşitli durumlara gösterdikleri tepkileri ele alarak, insan psikolojisini irdeliyor. İnsanların yaşadıkları bu psikolojik belirsizlikler, onların sonlarını getiriyor. Her biri önce bu ikilemlere dayanamayıp yargılama güçlerini, akıllarını yitiriyor ve sonrasında ise çözümü, kaçışı kendilerini ve sevdiklerini öldürerek buluyorlar. Tüm bu insanları yöneten, hayatlarına şekil veren, duyguları oluyor.
Bir yanıt yazın