Adam Fawer
yaşam hikayesinde de anlatıldığı gibi, güncel ve popüler kültüre yönelik firma ve işlerde çalışmış, bu konuda iyi eğitim görmüştür. Edindiği beceri ve deneyimlerini de “Olasılıksız” adlı romanı yazarken başarılı bir şekilde kullanmıştır.
Kendi sözleriyle bunu şu şekilde dile getirmiştir: “5 Mayıs 2002’de, ben bir yolculuğa başladım. Amacım bir roman yazmaktı. Ama sadece bir roman yazmak istemedim. Ben okuyucuları yalnızca gece uyanık tutan değil; ama aynı zamanda onlara düşünecekleri bir şeyler de verecek bir hikaye yaratmak istedim. Şimdi, bu romanı okuyabilirsiniz.”
Bu bağlamda
Olasılıksız adlı eser incelendiğinde, ilk göze çarpan romanın kesintilere uğratılan akışıdır. Fawer’ın okuyucuyu, kendi değimiyle, tüm gece uyanık tutmak için bundan yararlandığı görülmektedir. Kesintilere uğratılan bu akış, aynı zamanda, tiyatro yazarı Bertolt Brecht’in “Epik Tiyatro”sunda kullandığı araçlar arasında, en bilineni olan, yabancılaştırma efektine benzemektedir. Brecht’in tiyatrosunda seyircilerin hayal alemine dalıp oyunun içinde bir illüzyona kapılmasını engellemek için kullanılan bu efektler sayesinde, seyirciler bilinçli kalır ve eseri sorgular. Fawer’ın da romanında buna benzer bir yapıyı kullandığı görülmektedir.
Romanın diğer bir özelliği
her zaman ilgi çeken konular üzerinde kurgulanmasıdır; kumarbazlık, ajanlık, delilik, bilim ve intihar gibi. Yazar bu konuları ayrı birer tema olarak kullanmaktansa, hepsini bir arada kullanmış, bu sayede pek çok ayrı lezzeti içinde barındıran bir kitap yazmıştır. Sonucunda da okuyucuların ilgisini uyanık tutmayı başarmıştır.
Yine günümüz insanlarının temel özellikleri sayılabilecek merak ve bilgi edinme isteğini göz önünde bulundurarak, kuantum fiziğinden Newton’a, Determinizm’den Darwin’e pek çok bilindik konuları metin içlerinde kullanmıştır. Bu konuların “bilindik” olarak nitelendirilmesinin nedeni ise, hemen hemen herkesin hakkında az da olsa bilgi sahibi olmasındandır. Bu az bilgi, okuyucunun esere daha da odaklanmasına sebep olmaktadır. Yazar da bundan faydalanmıştır.
Kurgu
genel bir bakışla incelendiğinde ise, yine yakın geçmişte oldukça fazla ilgi görmüş olan, “Akıl Oyunları”, “Kill Bill” ve “Kelebek Etkisi” filmlerini çağrıştırmaktadır. Adeta bu filmlerin bir karışımı gibidir. Şizofreni ve inanılmaz zihin yetenekleri Akıl Oyunları’ndan, zamanı ve olayları kontrol edebilme Kelebek Etkisi’nden, mafya, ajanlar, çatışma gibi olaylarsa Kill Bill filminden gibidir. Ayrıca romanın bir bölümünde de “Yağmur Adam” filmine de gönderme yapılmaktadır.
Biçimde
de, içerikle benzer şekilde, evrensel ve geleneksel olanın dışına çıkarak yeni bir şeyler sunulması söz konusu değildir. Bildik, tanıdık nesne ya da konuları, yoğun bir duygusallıkla ve en rahat algılanabileceği biçimde sunmaktadır. Kitap arka kapağında yazan “Bitirmek için yarını, başaksına anlatmak için bitirmeyi beklemeyeceksiniz.” sözü, kitabın içeriğini en iyi şekilde anlatan ifadedir. Bir çırpıda tanınan konuları, bir çırpıda anlaşılmasını sağlayacak biçimsel özellikleriyle “Olasılıksız”, kitlelerce bir çırpıda tüketilen, popüler kültüre ait bir kitaptır.
Özetle
Adam Fawer sürükleyici, insanların başından kalkamayacağı, pek çok macera ögesi içerdiği gibi, aynı zamanda düşündürücü de olan bir roman yazmak istemiş, bunu da eserinin hitap edeceği topluma göre abaşarılı bir şekilde kurgulamıştır.
Bir yanıt yazın